Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Konuşma Dili | biriyle ciddi | serious about someone s. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | (biriyle) ciddi | serious about (someone) s. | ||
Rather than carry on with this policy, we should get serious about one that is integrated. Bu politikayı sürdürmek yerine, entegre bir politika üzerinde ciddiyetle durmalıyız. More Sentences |
||||
Konuşma Dili | biriyle ciddi düşünmek | be serious about her/him f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | biriyle ciddi olmak | be serious about someone f. | ||
Deyim | biriyle ilişkisi ciddi olmak | be serious about someone f. | ||
Deyim | (biriyle bir konuda) ciddi bir tartışma/çekişme içerisinde olmak | be at loggerheads with (one) (over something) f. | ||
Deyim | (biriyle) ciddi bir ilişkisi olmak | go steady (with somebody) [old-fashioned] f. | ||
Deyim | (biriyle bir konuda) ciddi bir tartışma/çekişme içerisinde | at loggerheads (with somebody) (over something) expr. | ||
Deyim | (biriyle) ciddi bir tartışma/çekişme içerisinde | at loggerheads with (someone) expr. |